Annemin kızıyım, eşimin eşiyim, kızımın annesiyim, kayınvalidemin ve kayınbabamın geliniyim, çevirmenim, astroloğum… Aslında her birimiz ne kadar çok kimlik barındırıyoruz içimizde değil mi?

 

“Hayatında iki önemli gün vardır. Biri doğduğun gün, diğeri neden doğduğunu anladığın gündür” demiş Mark Twain. Katılmamak mümkün değil. Bu soruları hep sorardım kendime. Kimim ben? NEDEN buradayım? Neden BURADAYIM? Hayat amacım, görevim ne? Bu tür soruları siz de kendinize soruyorsanız tekamül süreci başlamış demektir.

 

1979’da Rusya’da doğdum. Üniversite sınavına hazırlık senesi zordur, çocukları perişan eder, bunaltır, bilirsiniz. İşte ben de 18 yaşımdaydım, böyle bir süreçten başarıyla çıkmıştım. Çok istediğim İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanınca annem de ödül olarak beni İstanbul’a 3 günlük tatile gönderdi. İlk defa tek başıma yurtdışına çıkmıştım, kendimi heyecanlı ve yetişkin hissediyordum. Doğruyu söylemek gerekirse Türkiye hakkında çok fazla şey bilmiyordum o zamanlar… Fakat İstanbul’a geldiğimde bir şey oldu, sanki kader, yolumun üzerindeki bir mührü açtı. 3 günümü Ayasofya - Sultanahmet - Topkapı Sarayı üçgeninde geçirdim. Başka hiçbir yeri gezmedim. O kadar yoğun enerji hissettim ki, oradan ayrılamadım. Duvarlardaki taşlara, sarayın bahçesindeki ağaçlara dokununca hem huzur hem inanılmaz coşku hissediyordum. Tatilimin son gününde yine Topkapı Sarayı’nın bahçesinde çimlerde otururken artık aldığım mesaj kafamda çok netleşmişti; kaderim buradaydı, burada yaşamalıydım. Memleketime döndüğümde beynimin içinde sanki kurulu bir alarm İstanbul’a git, İstanbul’a git diye uyarıyordu. Bir sene sonra gerekli araştırmayı yapıp ve evrakları hazırlayıp İstanbul’a üniversite eğitimi için geldim. Yıl 1998, geliş o geliş:)

​

Peki, geldiğimde o önemli sorulara cevap bulabilmiş miyim? Öyle hemen olmadı :) Türkçeyi şaşırtıcı bir şekilde çok hızlı öğrendim. Marmara Üniversitesi’nde Gazetecilik okurken eşimle tanıştım. 2 yıl sonra evlendik, 5 yıl sonra da kızım dünyaya geldi. Çevirmen olarak çeşitli görevlerde bulundum, farklı projelere imza attım, kitaplar çevirdim. Yıllar ilerledikçe birçok deneyim ile birlikte farklı kimlikler kazandım… Ama ben kimim, neden buradayım sorusuna cevabımı, Karma Astroloji ile tanıştıktan sonra bulduğumu veya en azından o perdenin aralandığını söyleyebilirim. Tabi, perde aralanınca durmak mümkün mü? Günlerce susamışçasına, bilgi pınarından susuzluğumu gidermeye başladım. Önce astrolojide derinleştim. Karma Astroloji'de uzmanlaşmakla kalmayıp, eşzamanlı olarak Klasik, Neoklasik, Hermetik, Ezoterik, Kabalistik ekollerinin öğretilerini de heybeme doldurdum. Astroloji alanından daha da genişleyerek ezoterizm, kartomansi, tarot, sembol okuma, numeroloji, kuantum, kukai, theta healing eğitimleriyle birlikte astroloji yolculuğumu şifacılıkla birleştirdim. Bu yolculukta ruhsal rehberlerim oldukları için ve daha çok öğrenmeye, araştırmaya teşvik ettikleri için, hem Türk hem yabancı, tüm kıymetli öğretmenlerime sonsuz teşekkür ediyorum.

​

Sevgiyle,

Astralina